Kıyaslama Tuzağı: Neden Mutlu Etmez ve Nasıl Kurtulabiliriz?
Bizi mutsuz eden en büyük hatalardan biri kıyaslama yapmaktır. Çocukluğumuzdan itibaren iyi bir liseye ve üniversiteye girmek için yarıştık. Şimdi ise sosyal medyanın sahte başarılarıyla karşılaşıyoruz. Böylece kıyaslama tuzağına bazen kendimiz gireriz, bazen aile baskısı ile sürükleniriz. Sonuç olarak, şartlanarak bugünlere geliriz.
Hayat Çizginiz Size Özeldir
Başkalarıyla kıyaslama yapmak genellikle idealize edilmiş bir başarı standardına odaklanır. Üniversite sınavı bu durumun zirvesidir. Örneğin, sınava ilk girişinde kazanan öğrenci başarılı sayılır. Ancak ikinci denemede yerleşen kişi çoğu zaman “geriden gelen” diye etiketlenir. Böylece toplumda herkesin 18 yaşında üniversiteye girmesi gerekiyormuş gibi yanlış bir algı oluşur.
2022’de aldığım The Science of Well-Being dersinde bu konuya farklı bir açıdan bakıldı. Hepimizin hayat çizgisi birbirinden farklıdır. Kimi düz ilerler, kimi tökezler. Başkasının başarısına odaklandığınızda kendi hayat yolunuzu yaşayamazsınız.
Mükemmel Evlilik Yaşı ve Kiracı Komşu Paradoksu
Bugün bazı konularda daha bilinçliyiz. Mesela kimse 25 yaşında evlenmek zorunda değildir. Yine de kıyaslama devreye girer. Bir arkadaşınız 25’inde evlenmiş olabilir çünkü onun koşulları buna uygundur. Peki ya siz? Belki eğitiminize öncelik vereceksiniz. Bu durumda sizin için evlilik 27’de başlayabilir.
The Science of Well-Being dersinde Laurie Santos, kıyaslama yoluyla elde edilen başarıların asla tatmin etmediğini gösteren araştırmalardan bahsetti. Komşunuzun son model arabasını gördüğünüzde moraliniz bozulabilir. Oysa sizin önceliğiniz araba değil, ev sahibi olmaktır. Sırf kıyaslama uğruna borca girerseniz, kendi yolunuzu zindana çevirirsiniz. Diyelim ki yeni araba aldınız. Bir hafta sonra komşunuz ev satın aldığında yine mutsuz olursunuz. İşte döngü böyle sürer.
Kıyaslama Tuzağından Kurtulma Yolları
-
Farkındalık Geliştirin ve Kendinize Empati Kurun
Sizi bu kıyaslama sürecinde ne üzüyor? Onun gibi olmak gerçekten istiyor musunuz? Kendinize karşı acımasız olmayın. Farkındalık, değişimin ilk adımıdır. -
Şükran Pratiği Yapın
Araştırmalar, hayatımızdaki güzelliklere odaklanmanın mutluluğu artırdığını gösterir. Örneğin Emmons ve McCullough (2003), şükran pratiği yapan kişilerin daha iyimser olduğunu bulmuştur. -
Sosyal Medya Kullanımında Bilinçli Olun
Sosyal medyada herkes en iyi anlarını paylaşır. Oysa gerçek hayat farklıdır. Bununla birlikte, onların zorluklarını göremezsiniz. Bu yüzden başkalarının “parlak” görüntüleri sizi kıyaslamaya sürüklemesin. -
Kendi Yolunuzu Bulun
Annemin dediği gibi: “Arkadaşın köprüden atlıyor diye sen de mi atlayacaksın?” Başkalarını kopyalamak yerine kendi yolunuza odaklanın. Gerçekten kim olduğunuzu ve ne istediğinizi sorun.
Kaynak: Emmons, R. A., McCullough, M. E., & Tsang, J. A. (2003). The assessment of gratitude. https://psycnet.apa.org/record/2003-02181-021